Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Franchise Sözleşmesini İhtarname ile Fesheden Franchise Verenin Tazminat Talepleri

Yazının Giriş Tarihi: 21.01.2024 22:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.01.2024 23:53

Bu yazımızda, franchise verenin (franchisor’ın) çektiği bir ihtarname ile franchise sözleşmesinin feshedildiğini öğrenen franchise alanın (franchisee’nin) durumunu ele alacağız. Öncelikle, sözleşmenin feshi haklı sebeple fesih niteliğinde ise, franchise alanın tazminat borcunun olası kaynaklarına değineceğiz. Son olarak ise, bu tazminat taleplerinin hukuki temelini teşkil eden fesih işleminin, aslında haklı sebebe dayanmadığı, bir diğer deyişle “haksız fesih”ten bahsedilen hâllerde karşımıza çıkan durumu

Herhangi bir yasada açıkça düzenlenmemişse de iş hayatında oldukça sık başvurulan franchise sözleşmesi, mal ve hizmetlerin piyasaya arzında kullanılan bir dağıtım sözleşmesidir. Hemen hemen her sözleşmede olduğu gibi, franchise sözleşmesinin de kurulduğu anda tarafların birbirine karşı yoğun güveni ve geleceğe dair iyimser düşünceleri baskındır. Nihayetinde, hiç kimse ticari açıdan etkin olmayacağını düşündüğü bir işe parasını yatırmaz.

Franchise alanın (franchisee) amacı dağıttığı ürün veya hizmeti mümkün mertebe çok sayıda müşteriye ulaştırmaktır. Ticaretini bağımsız yürüten bir tacir olarak, işletmenin faaliyetinin kârlılığı doğrudan onun kazancını artırır. Diğer yandan, zarar etmesi franchise alanın sorumluluk alanında etki doğurur. Franchise veren ise, genellikle franchise sözleşmesi kurulurken alınan “franchise sistemi giriş bedeli” ve franchise işletmesinin faaliyeti için gerekli malzemeyi franchise alana düzenli olarak tedarik etmek veya ciro üzerinden franchise lisans bedeli almak suretiyle kazanç elde eder. Franchise işletmesinin başarısı, franchise veren için de faydalıdır. Franchise alan ne kadar çok sayıda müşteriye ulaşırsa, franchise veren de bir o kadar franchise lisans bedeli alır ve/veya franchise işletmesinde satılan ürünleri tedarik eder.

Meseleyi, hukukun teknik terimlerinden çıkararak somutlaştırabiliriz: DünyaDöner markasına sahip D Şirketi, Y Şirketi ile öyle bir sözleşme kurar ki; Y Şirketi, DünyaDöner markası altında D Şirketi’nin kendisine günlük tedarik ettiği döneri işletmesinde satarak kazanç sağlar. Bu esnada D Şirketi, sattığı dönerin parasını alır. Bu sözleşmede ayrıca Y Şirketi’nin franchise işletmesi kapsamındaki yıllık (kimi işlerde günlük bile olabilen) kârı veya cirosu üzerinden belirli bir yüzdeyi franchise bedeli adı altında D Şirketi’ne öder.

Franchise sözleşmesini fesheden franchise verenin tazminat talepleri, sözleşmenin tarafları arasındaki anlaşmazlıkların bir sonucu olarak ortaya çıkar. İhtarname ile fesih, genellikle taraflar arasında çözülemeyen sorunların, düşük cironun, franchise alanın franchise sözleşmesine aykırı olduğu iddia edilen davranışlarının veya franchise verenin kendisi için daha avantajlı gördüğü bir ticari kararının sonucu olabilir.

Franchise verenin tazminat talebi, temelde sözleşmeyi feshinin haklı olup olmamasına göre değerlendirilir. Franchise veren; sözleşme süresinden önce haklı sebeple sona ermeseydi elde edeceği franchise bedelini, sözleşme sona erdiği için franchise alana tedarik edemediği ürünlerden kaynaklanan kâr kaybını, sözleşmenin feshine rağmen işletmenin faaliyetinin durdurulmamasından kaynaklanan başta marka ve çeşitli fikri mülkiyet haklarının ihlalinden doğan zararını talep edebilir.

Franchise verenin tazminat talepleri, sözleşmeyi feshi haksız nitelikte ise, doğrudan reddedilir. Zira, haksız fesih franchise sözleşmesini sona erdirmez. Franchise veren sözleşmeyi haksız feshettiği takdirde, sözleşmenin sona erdiği zannıyla hareket edeceği için, nihayetinde sona ermemiş bir sözleşmeden doğan borçlarına aykırı hareket etmektedir. Bu durum ise, franchise verenin tazminat taleplerinin içi boş olmasını ve ayrıca, franchise alanın franchise verenden tazminat alacaklısı olması sonucunu doğurur.

Franchise verenin fesih ihtarıyla, taraflardan hangisinin diğerinden tazminat alacaklısı olduğunun belirlenmesinde hayati rol oynayan haklı / haksız fesih ayrımı yapılırken, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmeye bakılır. Hemen belirtelim ki, kimi zaman sözleşmede öngörülmüş bir haklı sebep bulunsa bile, bu sözleşme hükmü geçersiz olabilir. Örneğin, haklı sebep hakkı tanıyan hüküm, sözleşmenin karşı tarafının (özellikle ticari / iktisadi) kişilik hakkı açısından aşırı sınırlama niteliğinde olabilir. Böylesi bir durumda, haklı sebebe dayanak gösterilen hükmün geçersizliğinden dolayı fesih de -başkaca bir sebep yoksa- haksız fesihtir. Bununla beraber, eğer sözleşmede haklı sebeple feshe kaynak teşkil eden bir hüküm yoksa, Yargıtay ve hukuk literatürü şu formüle başvurmaktadır: “Dürüstlük kuralı ölçütüne göre taraflardan biri için çekilmesi beklenemez hâle gelmesi, fesih için haklı sebep teşkil eder.

Son olarak belirtelim ki, franchise konusunda avukatlığını yürüttüğümüz müvekkillerimiz ve uzman görüşü sunduğumuz dosyalardan edindiğimiz tecrübe, feshin haklı mı yoksa haksız mı olduğunu taraflar arasındaki franchise sözleşmesi, ticari ilişkinin gelişme ve mevcut süreci, fesih bildirimleri ve bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla tüm somut olayın incelenmesi ile belirlendiğini göstermektedir. Somut olayın hukuki açıdan nitelikli bir röntgeninin çekilmesi, ister franchise veren ister franchise alan açısından olsun, bu konuda uzman avukatlarla çalışılmasını zorunlu kılmaktadır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.